Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

GERN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GERN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Aralık 2013 Cuma

ALKALİNE DIYETİ İLE SAĞLIKLI YAŞAMAK BÖLÜM 1


Alkali  Diyeti 


Sağlık problemlerinden kurtularak sağlıklı yaşamak nın yanında fazla kilolardan kurtulmak mı istiyorsunuz? O zaman yapmanız gereken hiçte zor değil, sadece asidik olan gıdaları daha az alkali olan yiyecekleri ise daha fazla yiyerek bunu kolayca sağlıyabilirsiniz. 


Insan kanı aslında biraz alkali (7.35-7.45) ve bu rakamların aşağısı veya yukarısı hastalık  belirtilerinin görülmeye başladığı düzeydir. pH 7.0 ise normal olarak asitliğin ve alkali olmanın tam orta durumdur. pH 7.0 ın altı asitlik, pH 7.0 ın yukarısı alkalidir. Kandaki asitlik genellikle aşırı asitli diyetlerde, ruhsal rahatsızlıklara veya streslerde, vücudun toksik olarak yüklenmesinde, immun ( bağışıklık bozucu) hastalıklarda meydana çıkar.

Bu durumlar ortaya çıktığında vücüt asidin olan yapısını, vücutta alınan alkali olan mineraller ile ayarlamaya çalışır. Ve eğer yediğimiz gıdalarda yeterli miktarda alkali mineraller yoksa asit hücrelerde birikmeye başlar.






Ilk önce biraz kimya dersimizi hatırlamamız yeterli! pH denen formül aslında çözeltilerin asitlik veya bazlık tarifleri için kullanılan bir ölçü birimi olarak, kırmızıdan yeşile dönen 0 ila 

14 kadar olan bir sıkala ile belirtilir. Bu sıkala da yukarıdaki olduğu gibi kırmızıdan yeşile
dönen renk tablosundan anlaşılır. 

Asidik beslenme vücudun aldığı besinleri ve mineralleri kullanılmasını zorlatırarak, hücrelerin kendilerini onarma yeteneklerini azaltmaları yanında hücrelerin ağır metalleri atma yolunu bozarak, genel bir yorgunluk ve hastalık hali yanında kansere yatkınlığa sebeb olmaktadır. Hatta kanın pH nın 6.9 göstermesi oldukça asitik olan kanın ani ölümlere vekoma sebeb olduğu bile bilinmektedir.
Asitli gıdaların yanında içtiğimiz kahve, çay ve hatta seker yerini alan Aspartame tarzı tatladırıcılar da oldukça asidik ve alımlarına oldukça dikkat etmeliyiz.

In Association with Amazon.co.uk Sağlıklı yaşam için diyetimizin %60 ı alkali içerikli gidalar, %40 ı ise asitli yiyeceklerden oluşmalıdır, fakat hali hazırda bir sağlık pronünleminiz varsa bu oran %20 lı asit gıdalar ile sınırlandırılmalıdır.
Daha önceki bloğumda açıkladığım gibi Amerikan tipi fast food tarzı beslenme ne yazik ki 
oldukça asidik ve kesinlikle uzak durulması gerekiyor.

Çoğunlukla alkali olan gidaların başını yeşil sebzeler olmak üzere, bazı meyvalar ve bunun yanında bazı kuru  baklıyatlar, baharatlar, kuru yemişler çekiyor.
Asidik olan gıdalarda tahmin edebileceğiniz kadarı ile et ve et ürünleri, balık ,yumurta, bazıkuru baklagiller çekiyor.

Üç senedir denediğim bu diyetle hem mide probleminden kurtuldum hemde kilo problemim yok denecek kadar azaldı. Sadece dikkat edilmesi gereken aşağıdaki tabloda verildiğim gibi kırmızı tarafta olan yiyeceklerden kaçınarak daha çok yeşil tarafında ki gıdaları tüketmek.

Yediğimiz bir çok gıda da bu tablo içinde yerini alıyor. Herne kadar bu tabloda yediklerimizin çoğu sebze veya meyva olsada bir çok sebzenin veya meyvanın asitik olduğunu okuduğumda gerçekten midemin bazen neden ağrıdığını anladım. Benimde artık dikkat 
ederek yediğim bu tabloya uymak oldukça basit, günde bir kere yi geçmediği müddetçe asit li listeden ki yiyecekleri seçerek tüketme sonucu sağlıklı yaşamak mümkün.


...ALKALI GIDALAR

...ASİDİK GIDALAR


Devamı bölüm 2 de 

28 Kasım 2013 Perşembe

ASiD REFLÜ İLE BAŞ ETMENIN DOĞAL YOLLARI bölüm 3

ASiD REFLÜ ILE BAŞ ETMENIN DOĞAL YOLLARI bölüm 3


Neden Reflux halk arasında bu kadar salgın halinde? Neden esofagus kanseri Amerika'da en yaygın kanserlerden biri ?Neden bir sürü ilaç tedavisine cevap vermeyen hasta var?

Bence bu soruların cevabı; yiyip içtiğimiz besinlerin ürünlerin raf ömrünü uzatma amaçlı firmalar tarafından kontrolsüz olarak kullanılan yüksek asit katkılı yiyecekler! Bunların başını bilerek ve zevkle tükettiğimiz asitli/gazlı içeçekler çekerken, konserve hatta kurutulmuş bir çok gidada, ekmek ve diğer ünlü gıdalar gelmekte. Katkılı bu yiyecekleri bilinçli tüketmeyi öğrendiğimiz andan itibaren sorunlarımızın daha kolay baş edilebilir olacağını anlayacaksınız, en azından benim için öğle oldu. Şimdi aşağıda ki listeye bakarak durumuzun ne kadar alarm verici olduğunu bulabilir ve daha sonrada yapılması gerekenleri yapabilirsiniz.

Aşağıda ki liste asit Reflü sü ilerlemiş hastaların alarm verici belirtilerini maddeliyor. Bu listeden kaç tane si size uyuyor?

Mide ekşimesi 
Boğaz ağrısı 
Ses kısıklığı 
Kronik öksürük 
Post-nazal akıntı 
Boğucu Yutma zorluğu
Kronik boğaz temizleme 
Boğazda bir yumru hissi

Yukarıdaki listede en az 5 bulguya sahipseniz aşağıdaki yazıyı okumaya devam etmenizi öneririm.
In Association with Amazon.co.uk
Diyetiniz deki Asitli yiyeceklerin, Reflü hastalığı arasındaki bağlantısı

Biliyorum hepimiz bilim adamı değiliz ve burada çok derine girip hem sizi sıkıp kafanızı katiştırmak iştemem, fakat hücre biyolojisi bilim dalı, yediğimiz ve içtiklerimiz de bulunan aşırı asidin hücrelerimize ne kadar çok zarar verdiğini kanıtlayan bir sürü çalışmalarla dolu. Son bir kaç yılda özellikle Amerika yiyecek kültürünün üzerinde yoğunlaşarak, özellikle fast food denen yiyeceklerin obeziteye sebeb olması yanında, gıdalarda mevcut asitin de tehlikeli boyutta sağlığa zararlı etkilerine dikkat çekmektedir. 

Ülkemizde çoçuklar ve gençler arasında oldukça popüler olan fast food zincirlerinde sağlığımızı hiçe sayarak geleceğin genç vücutlarını yavaş yavaş hasta etmektedir. Bunun önüne geçmek belki bilinçlenerek, birbirimize anlatarak önüne geçebiliriz.
Bunun yanında mümkün olduğunca taze sebze ve meyva tüketimi, işlemden geçmemiş gıdaların sınırlı tüketimi ve asitli içeklerden kaçınarak Reflü yü biraz olsa hafifletebiliriz.

Ilk ve ikinci bölümde ki bloğumda asid Reflü tedavisinde önerilen doğal yöntemlere değinmiştim, onlara ek olarak son senelerde bu doğal yöntemlere bir kaç yenisi eklendi. Aşağıda eskilere biraz tekrarda olsa yeniden değinerek geçmek istiyorum. 

1. Kilo kaybının sadece %10 bile Reflü semptomlarını azalttığı çalışmalarda gösterilmiş.

2. Bir anti- Reflü diyetini takip edilmesi önerilmekte fakat Zayıflamak için bile yapılan diyetleri pek uygulayamadığımız ortada olduğu için benim önerim, alkaline ve asit il olan gıdaları öğrenerek , alınımlarını azaltmak( bir dahaki bloğumda bir listesini vereceğim)

3.Bir naturopathic bir doktor Dr.Millie Lytle  ye göre, yenilen tuzsuz bademin, iyi bir kalsiyum kaynağı olması yanında alkaline olan bademin mide ph ını dengeliyerek mideyi rahatlatını açıklamaktadır.

4. İşlem görmemiş Aleo vera bitkisinin suyunun içilmesi

5. Güne ılık suya yarım limon suyu sıkarak başlanması, mide asidini dengelediğini söyleyen Dr Rebekah Fedrowitz tarafından öneriliyor,bende şahsım tarafından bu yöntemi hem karaciğerin toksinlerinden arınmada kullanılan bir yöntem olduğu için kısa bir süre uygulamıştım ve limonun asid dengeleme yönünü bilmiyordum, denemeye değer sanırım

6.Daha önce ki bloğumda ayrıntılarını verdiğim gibi bir bardak suya bir kaşık karbonat eklenerek aç karnına içilmesi, midenin ph ını dengelerek güne ağrısız , sısısız başlamanıza yardımcı olacaktır

7.Yemekten sonra hazımsızlığa engel olmak içinde elma yenmesi önerilmekte

8. Probiotic olarak geçen yoğurtları ve eğer mümkünse Acidobacteri bifidobacterium içeren kapsülleri düzenli tüketmek 

9. İrrite olmuş bağırsakları yatıştırmak için karaağaç ( slippery elm) bitkisinin  çayının tüketilmesi önerilmekte, bunun yanında bitkisel çaylardan nane, papatya asid Reflü nün belirtilerini azaltmaktadır

10. Yemeklerden sonra çiğnenen sakızın ağzda ki tükürük salgısını arttırarak özafagusta ki gaz salgısını azaltığı için önerilmektedir

11. Uyurken sol tarafınızda uyuyun, çalışmalar midenin üzerinde basınca sebeb olacağı ve GERN nin etkilerini artırması yüzünden önerilmiyor

12. Manuka balı özellikle reflux hastalarının Barrett's özafagusu iyileştirdiği için kullanımı önerilmektedir. Kullanımı ise yemeklerden sonra ılık suya bir kaşık manuka konularak çay gibi içilmesi, Manuka balının diğer bir özelliği Helicobacteri olanlarda bakterinin eradikadyonunda kullanılması.

29 Eylül 2011 Perşembe

ASİT REFLÜ İLE BAŞ ETMENİN DOĞAL YOLLARI part 1


Asit reflü, sindirim sisteminin üst kısmının bir durumudur. Daha net olmak gerekirse, bu mide ve yemek borusunu  ifade eder. Asit reflü mide asidinin yemek borusuna doğru geri akımıdır. Midede ki asidinin yemek borusuna doğru
yukarı akışından dolayı bir yanma hissine sebeb olur. Yapılan çalışmalar sonucunda da Asit reflüsü olan üç kişiden birinde de Özefajit geliştiği bulunmuştur. Özofajit ise  yemek borusu iltihabı demek olup mide asidinin özafagusa doğru çıkması demektir. Mide asidi bazen hastalarda boğaz tahrişine sebeb olan kuru öksürüğe ve kusmaya bile sebeb olmaktadır. Ayrıca bu reflü hastalığının ilerlemiş hali olan gastroözofageal reflü hastalığı (GERH) olarakta bilinir. Radyografi ile ve mideden biyopsi ile konulmaktadır. Tanısı konulduktan sonra bile tedaviye cevap vermeyen durumlarda olmaktadır.
 Eğer asit reflü ilk aşamalarda ise  sadece yediklerimize dikkat ederek asit reflünün ilerlemesini engeliye biliriz. yedikten hemen sonra bir veya iki bardak su almayı deneyin(fakat su çok soğuk olmasın). Mide asitlerinin üretimi zayıflatmak yardımcı olacaktır. Yemek yedikten sonra yatar pozusyonda durmayın, bu duruş midedeki sinrilmekte olan gıdaları özafagusa itecektir. Yemeklerden sonra yürüyün veya hafif egzersiz yapmak Reflünün en iyi bir  ilaçıdır. Yemeklerden sonra badem yenemside , enzimlerin ve asitin etkilerinden kurtulmak için başka bir  yoldur. Bademi uzun süre çiğnemek daha iyi bir etkisi olduğu da kanıtlanmıştır.  
GERN çoğunlukla özafagus (yemek borusunun girişinin) kasının zayıflaması sonucu ortaya çıkar. Normal koşullarda yenen yemek özafagustan geçerek mideye inerken, özafagusunun valvesi (kapağı) kapanacak ve mide de sindirilen gıdaların  yemek borusuna geçişini engelleyecektir. Fakat bu valve fonksiyonunu yitirmişse GERN belirtileri yaşanmaya başlanacaktır. Komplikasyonları ise yemek borusu ülserasyonuna hatta daha ileri safhalarda Özafagus kanserine bile sebeb olabilir.
Genel olarak Reflü tanısı Endoskopi ve Baryum Swallow yöntemi ( bi tür sıvı ) ile mideden biyopsi ile konulmaktadır. Tanısı konulduktan ve tedaviye cevap vermeyen durumlarda olmaktadır. Eğer asit reflü ilk aşamalarda ise  sadece yediklerimize dikkat ederek asit reflünün ilerlemesini engeliye biliriz.
Soğan, domates, Sirke, Narenciye, Çikolata, Kahve, Çay, Ananas, Şili, Karabiber, aşırı yağ içeren yiyecekler gibi bazı gıda maddeleri, baharat ve Alkol aslında midede sindirimi geç olduğu için midenin daha fazla asit üretmesine sebeb olmaktadır. Yapılması gereken bence her insanın bünyesinin ve tolarasyonu göz önünde bulundurulduğunda kişinin deneme yanılma ile bu listeyi oluşturması ve bu tarz gıdalardan uzak durması ilk basamak olabilir.

Bunun yanında denediğim bazı öneriler:
Yemek yedikten hemen sonra bir veya iki bardak su almayı deneyin(fakat su çok soğuk olmasın). Mide asitlerinin üretimi zayıflatmak yardımcı olacaktır. Yemek yedikten sonra yatar pozusyonda durmayın, bu duruş midedeki sinrilmekte olan gıdaları özafagusa itecektir. Yemeklerden sonra yürüyün veya hafif egzersiz yapmak Reflünün en iyi bir  ilaçıdır. Yemeklerden sonra badem yenemside , enzimlerin ve asitin etkilerinden kurtulmak için başka bir  yoldur. Bademi uzun süre çiğnemek daha iyi bir etkisi olduğu da kanıtlanmıştır.
 Ayrıca, zencefil, anason veya Lavanta çayları ve yemeklerden sonra yenen elma da aynı
zamanda mide enzimleri oluşumunu azaltmaya yardımcıdır.
Her Reflü hastasının bildigi gibi kontrol altına alınmamış mide asidinin sadece gıdalar ile konturol altına alınması hiç de kolay değil. Bunun yanında doktorların sıklıkla reçetelediği
 asit inhibitörü ve pompası olarak  tanımlaman Omaprozal türü ilaçları kullamaya başlayanlar ilk başlarda sorunlarının çözümüne eriştiklerini zannedebilirler. Ama uzun süre kullanılması gereken bu tür ilaçların yan etkileri göz önünde alındığında bence artık doğal yollara başvurma gereği doğmaktadır.
Proton pompa inhibitörleri (ya da "PPI"lar) bir ilaç grubudur ve mide asidi üretiminin uzun süreli azaltılması etkisini gösterirler. Günümüzde mide asit sekresyonunun en potansiyel azaltıcısı konumundadırlar. Aynı amaçla kullanılan değişik etki mekanizması ile etki gösteren bir başka grup ise H2 Reseptör blokörleridir. Proton pompa inhibitörleri mide paryetal hücresindeki hidrojen/potasyum ATPaz enzim sistemini geri dönüşümsüz bloke ederek etki gösterir .Proton pompası gastrik asit sekresyonunda en son evredir ve gastrik lümene H+ sekresyonunu sağlaması nedeniyle inhibisyon için ideal süreçtir. Bu şekilde % 99 a varan oranlarda asit sekresyonunu engellerler.
 Bu ilaçların genel ve daha sık rastlanan yan etkiler: Baş ağrısı, bulantı, diyare, karın ağrısı, bitkinlik hissi, baş dönmesi. Nadiren rastlanan yan etkiler: döküntü, kaşıntı, şişkinlik, kabızlık.Uzun süreli kullanımda vücutta vitamin B12 konsantrasyonunda azalma. (bende B12 eksikliği yüzünden hafıza kaybı başlamıştı ama İngiltere deki doktorum literatürden bu konuyu gösterene kadar bana B12 vit alınımını önermemişti bile)
Bu tür ilaçların bir başka uyarısı ise aslında mide yanması ya da reflünün bilinen bir tedavisi yoktur. Tüm antasitler, aynı zamanda alındığı taktirde diğer ilaçlar ile etkileşime girebilir. Bu tür ilaçların tek yaptığı belirtileri kontrol altına alarak perdelemektir.  Bi karbonatta aşağı yukarı aynı işlevi gördüğüne göre neden bu ilaç firmalarına çuvalla para yağdıralım?
Bu sebebten dolayı asit reflü ve mide yanmasının tedavisinde bulduğum doğal yolları size anlatmak istiyorum. Bunlardan ilki, aslında çok iyi bildiğimiz ve kek yapımında kullanılan karbonat ya da Soda. Bu madde yıllarca mide tedavisinde kullanılmış ama malesef  zengin ilaç firmaları tarafından kendi ürettikleri ilaçlarla yer değiştirmiştir. Eğer kullandığınız Talcid tarzı ilaçlara bakarsanız içeriğinde bi karbonatı ve nane içeriğini görebilirsiniz. Sonuçta atalarımızın bilgilerini alıp bize modern bilmin bir sürü yan etkileri ile olan ilaçlarını vererek zenginliklerine zenginlik katmaktadırlar.
Bikarbonat yüzyıllardır reflü tedavisinde kullanılmaktaymış hatta bi karbonat o kadar ilginç bir madde ki ev temizliğinde kullanıldığı gibi tıkanan lavobaları açmaktan tutunda dişleri beyazlatmaya kadar envayi çeşit kullanım alanı var. Bir gün süper markette Amerikandan ithal edilmiş Soda kutusu gözüme ilişti. Tamda Türkiyenin dışa bu kadar mı bağımlı hale geitirldiğini üşünürken bikarbonat kutusunu elime aldı. İngilizce açık açık mide asidini azaltır
 yazılmıştı ama bu kısmı türkçeye çevirilmemiş ti. Hayretle bikarbonat kutusuna baktım.
 Kafamın üzerinde yanan bir lamba olduğunu hissettiğimi hatırlıyorum. Hemen biyoloji,
 mikrobiyoloiji ve kimya bilgilerimi kayıttan geçiriken bi karbonat üzerinde araştırmlarıma başladım. Bulduğum bilgiler doğrultusunda kendimide biraz kolay olarak kullandığımı kabul ederim ama sonuçta beni rahatsız eden bir sağlık probleminden kurtulduğumu belirtirim

Bikarbonat içeriği
Besin değeri
Kalori 0
Toplam Yağ 0
Sodium 150mg
Protein 0
Talimatlar:
Bir bardak suya küçük bir çay kaşığı katılarak, karıştırılır. Dikkat edilecek hussus ise karışım iyice çözülmesldir. Bu karışımı sabah aç karnına ve yatmadan önce kullanın.  
İlk zamanlarda sabah ve akşam kullandığım karışımı iki hafta sonra bırakarak ara verdim. Bu karışımın uzun süreli kullanımının yaratacağı her hangi bir etkisinin önlemesi içinde artık sadece gerektiğinde kullanmaya başladım.
Asit reflüye neden olan bir başka etkende Helicobacterdir. Bu konuyada  yazının ikinci bölümünde devam ederek, doğal tedavi yöntemleri ve çalışmalardan söz etmeye çalışacağım.
Uyarı: Bikarbonat kullanmaya başlamadan önce eğer bir reçeteli ilaç kullanılıyorsanız önce   doktorunuza ve ya eczacınıza danışını, bazı reçeteli ilaçlarla bir etkileşime girebilir. Diğer bir uyarı, eğer doktorunuz tarafından sodyum alımınımız kıtlanmışsa lütfen bu yöntemi denmeyiniz.
Eğer bu yöntemi denedikten sonra şiddetli bir mide ağrısı hissederseniz bir doktora başvurun. Şiddetli ağrı mide ağrısının reflüden başka sebebleri olabilir.

Alıntılar:
·         On-demand treatment of nonerosive reflux disease: omeprazole plus bicarbonate powder versus omeprazole capsules, Acta Gastroenterol Latinoam. 2010 Sep;40(3):198-205.
·         Gastro-oesophageal reflux. Issues in clinical practice.BMJ. 2010 Sep 22;341:c5158. doi: 10.1136/bmj.c5158.
·         The effect of tegaserod on esophageal submucosal glands bicarbonate and mucin secretion. DigDis Sci. 2008 Sep;53(9):2366-72. Epub 2008 Feb 13.
·         Vikipedia